Ana sayfa > Yazarlar > Nur Yağmur ÇÖL Klinik Psikolog > Ebeveynlerimiz ile Ebeveynliğimiz Arasında Sıkışıp Kaldık

Ebeveynlerimiz ile Ebeveynliğimiz Arasında  Sıkışıp Kaldık

Ebeveynlerimiz ile Ebeveynliğimiz Arasında Sıkışıp Kaldık

Birçoğumuz şu cümleyle başlıyoruz bazı sorgulamalara: “Ben böyle yetiştirilmedim…” ya da tam tersi: “Böyle biri olmak istememiştim…”
Ebeveyn olduğumuzda, ister istemez kendi çocukluğumuzla yüzleşiyoruz. Biz fark etmesek bile içimizde bir yerde annemiz konuşuyor, babamızın bakışı beliriyor ya da çocukken anlam veremediğimiz bir davranış, şimdi bizim ağzımızdan çıkıveriyor. Bu noktada birçok kişi duygusal bir çıkmazda kalıyor. Bir yanda ebeveynlerimize duyduğumuz saygı, sevgi, hatta minnet… Diğer yanda kendi çocuklarımıza vermek istediğimiz farklı bir ebeveynlik yaklaşımı, yeni bilgiler, yeni farkındalıklar… Ve işte tam burada sıkışıp kalıyoruz.

Geçmişi Reddetmek mi, Kucaklamak mı? Kimi zaman “Bizim zamanımızda böyleydi” diyerek geçmişi kutsuyoruz. Kimi zaman da “Ben böyle olmayacağım” diyerek tam tersine savruluyoruz. Ama her iki uç da bizi içten içe yoruyor. Çünkü sadece tepkisel bir ebeveynlik, uzun vadede sürdürülebilir değil. Ebeveynliğimizde köprüler kurmak gerekiyor: Geçmişle bugünün arasında, kendi çocukluğumuzla çocuklarımızın ihtiyaçları arasında… Çünkü ne tamamen geçmişi yadsımak işe yarıyor, ne de sadece modern bilgilerle hareket etmek.

Peki Ne Yapabiliriz?

Farkındalıkla Bakmak: Kendi çocukluk deneyimlerimizi gözden geçirmek ama bu sefer yargılamadan. “Annem bana bunu yapmıştı” dan çok, “O bunu neden yapmış olabilir?” diye düşünmek. bastırmak

Duygularımıza Alan Açmak: Kızgınlık, kırgınlık, suçluluk gibi hisler doğal. Bunları yerine anlamlandırmaya çalışmak, yaşadıklarımızı bugünkü bizle bağdaştırmak iyileştirici olabilir. çocuklukta

Kendimize Şefkat Göstermek: Mükemmel ebeveyn yok. Kendi ebeveynlerimizin de, bizim de eksiklerimiz olacak. Bu gerçeği kabul ederek hem onlara hem kendimize daha şefkatle yaklaşmak mümkün.

Kendi Yolumuzu Bulmak: Ebeveynliğimizi şekillendirirken hem gelenekten aldıklarımızı hem de kendi değerlerimizi harmanlayarak, bize ve ailemize özgü bir yol çizebiliriz.

Sonuç Olarak:

Ebeveynlerimiz ile ebeveynliğimiz arasında sıkışıp kalmamız çok insani. Bu sıkışmışlık aslında bir geçit kapısı. Ne tamamen onlara dönüşmek zorundayız, ne de tamamen onlardan kopmak… Köprü olmak mümkün: geçmişten bugüne, kuşaklardan kuşaklara… Kendimizi anlamaya başladığımızda, çocuklarımızı da daha iyi anlayabiliyoruz. Ve belki de en çok ihtiyaç duyduğumuz şey bu: anlayışla büyümek, büyütmek.

NUR YAĞMUR ÇÖL
Klinik Psikolog