Ana sayfa > Yazarlar > Merve Sena ASLAN / Psikolog > ERKEK ÇOCUĞUN DUYGUSAL GELİŞİMİ VE BABA

ERKEK ÇOCUĞUN DUYGUSAL GELİŞİMİ VE BABA

ERKEK ÇOCUĞUN DUYGUSAL GELİŞİMİ VE BABA

İnsan gelişimi bir öğrenmeler sürecidir. Dünya hakkındaki duygu ve düşüncelerimizin, onun içindeki yerimizin bilgisini ilk olarak bize davranış ve oluşlarıyla anne-babamız öğretir. Hayatta kalma ve güvende olma, annemizin kapsayıcılığına bağlıyken; kuralları ve sınırları öğrenmemiz daha çok babanın gelişimimizdeki rolüyle ilgili olabilir. Basit görünen bu rollerin yerine getirilişindeki çok ufak farklar bile kim olduğumuz, patolojik potansiyellerimiz, cinsiyet algımız, bağlanma stillerimiz, özgüvenimiz gibi önemli konularda büyük etkiler gösterebilir.

Freud’un psikoseksüel gelişim kuramına göre de çocukluk döneminde her birimiz ciddi aşamalardan geçeriz ve bir aşamada uygun bakım ve ebeveynlikten yoksun kalırsak o aşamada takılıp kalabiliriz. Fallik evre, psikoseksüel gelişimin üçüncü evresidir. 3.yaşın sonundan 6. ya da 7. Yılın sonuna dek sürecek olan bu evrede, çocuklar anatomik cinsiyet farklılıklarına ve onların anlamlarına yönelir. Sevgisini kendisinin dışında ve karşı cinse doğru yöneltmeye başlar. Bu farkındalıklar erotik çekim, küskünlük, rekabet, kıskançlık ve korku arasındaki çatışmayı harekete geçirme yoluyla döneme özgü bir kriz doğurur. Bu kriz ise çocuğun aynı cinsiyetten ebeveynin özelliklerini benimsemesini içeren özdeşleşme süreciyle çözülür. Bu noktada babanın bu süreci yönetme biçimi, özellikle erkek çocuğun kendi cinsiyetiyle barışık ve diğer erkekleri tehdit olarak görmeyen bir algıya sahip oluşunda kritik olabilir. Baba gerek anneye olan davranışıyla bir rol model olmalı, gerek çocuğuyla geçirdiği kaliteli zamanla ona yakınlık sağlamalı, merak ettiği sorulara açıklıkla ve sevgiyle verdiği cevaplar ile de yol gösterebilmelidir.

Babanın en sık düştüğü hata, duygusuz ve otoriter bir duruşla kontrolü daha kolay sağlayacağı yanılsamasıdır. Bu tavırla erken dönemde bastırdığını düşündüğü krizler, ergenlikle birlikte çok daha yıkıcı bir geri dönüş gösterebilir. Her iki gelişim dönemi benzer temalar üzerine şekillenir ve çocuklukta gösterilemeyen düşmanlık, bu kez büyüyüp gelişen bedenle kendine ifade fırsatı bulur. Bu yıkıcılık kendine dönerse zararlı alışkanlıklarla da kendini gösterebilir. Babanın tutumu, duyguların daha rahat ifade edildiği bir çocukluk sağlamışsa bunun ergenlikteki karşılığı büyük olasılıkla bu fırtınalı denizi geçerken, erkek çocuğun, babasını güvenli bir liman olarak görmesi olacaktır. Döneme özgü kafa karışıklıklarını bir erkek çocuğun utanmadan babasıyla konuşabilmesi, kendinde bir tuhaflık olduğu gibi düşüncelerle daha az meşgul olup, hayatına odaklanabilmesine katkı sağlar. Aynı şekilde eğer bir sorun varsa da bunun zamanında fark edilip, gerekirse uzman yardımı almanın önünü açar. Mükemmel ebeveynin olmadığını unutmadan, zaman zaman kendini hatalar yaparken bulsa da bunları geri döndürme alanı yaratan ebeveyn, çocuğu için de çatışmayı ve hataları canavar olmaktan çıkarıp, hayatın parçası haline getirir ve çözüm arayışını da normalleştirir.

Psikolog Merve Sena Aslan